Küresel dengelerin hızla değiştiği bir dönemde Türkiye, dış politikasında hem yönünü hem de yöntemini yeniden tanımlıyor.
Bir yandan Batı ile stratejik ortaklıklarını sürdürürken, diğer yandan Ortadoğu, Afrika ve Asya’da etkisini artıran çok katmanlı bir diplomasi yürütüyor. Bu yaklaşım, Türkiye’nin 21. yüzyıl dış politikasını “denge, etki ve güç” üçgeninde yeniden şekillendiriyor.
Dış Politikada Dönüm Noktaları (2016–2025)
Türkiye’nin yeni diplomasi çizgisi 2016 sonrası belirginleşti.
- 2016: 15 Temmuz darbe girişimi sonrası güvenlik öncelikli diplomasi anlayışı öne çıktı.
- 2017–2019: Suriye’deki askeri operasyonlar ve Astana süreciyle sahada aktif bir rol üstlenildi.
- 2020: Libya ve Doğu Akdeniz politikaları, Türkiye’nin bölgesel etki alanını genişletti.
- 2021–2023: “Yumuşama dönemi” olarak adlandırılan süreçte, Mısır, Suudi Arabistan, İsrail ve BAE ile normalleşme adımları atıldı.
- 2024–2025: Ankara, hem Batı hem Doğu ile dengeli ilişkiler kuran, çok yönlü bir diplomasi stratejisini kurumsallaştırdı.
Bölgesel İlişkilerde Yeni Denge Arayışı

Aksam Gazetesi
Ortadoğu: Güçlü Geri Dönüş
Türkiye, Arap Baharı sonrası gerilen ilişkileri yeniden onarmaya başladı. Mısır ve Körfez ülkeleriyle yapılan anlaşmalar, hem ekonomik hem siyasi alanda yeni bir sayfa açtı. Gazze krizi döneminde ise Türkiye insani diplomasi ve arabuluculuk çağrılarıyla öne çıktı.
Avrupa Birliği: Gerilimden Pragmatizme

AB ile üyelik süreci fiilen donsa da, Türkiye enerji, göç ve savunma alanlarında pragmatik işbirlikleri kurmaya devam ediyor. Avrupa Birliği ülkeleri, özellikle son 3–4 yılda Türkiye’yi artık tam üyelik adayı ya da sorunlu komşu olarak değil, bölgesel krizlerde vazgeçilmez bir aktör olarak görüyor.
ABD: İnişli Çıkışlı İttifak
Washington ile ilişkiler zaman zaman gerginleşse de, Türkiye NATO içindeki rolünü koruyor. Savunma teknolojileri, Suriye politikası ve Rusya dengesi, iki ülke arasında hem gerilim hem de zorunlu işbirliği yaratıyor.
Rusya: Kontrollü Rekabet ve Enerji Ortaklığı
Ankara-Moskova hattı, rekabet ve işbirliğini aynı anda barındırıyor. Suriye, Karabağ ve Ukrayna konularında farklı pozisyonlara rağmen, enerji projeleri (özellikle TürkAkım) iki ülkeyi stratejik olarak birbirine bağlıyor.
Afrika ve Asya: Yeni Etki Alanları
Türkiye son yıllarda Afrika ve Asya’da diplomatik açılımlarını hızlandırdı. Büyükelçilik sayısının artması, TİKA projeleri, savunma sanayii ihracatları ve eğitim işbirlikleri Ankara’nın “küresel diplomasi ağını” güçlendirdi.
Ekonomik Diplomasi ve Yumuşak Güç Unsurları
Yeni stratejinin önemli bir ayağını ekonomik diplomasi oluşturuyor. Türk savunma sanayiinin ihracat başarısı, enerji koridorları, yerli teknoloji projeleri ve insani yardım politikaları Türkiye’nin yumuşak gücünü pekiştiriyor.
Ayrıca kültürel diplomasi araçları — dizi ihracatı, Yunus Emre Enstitüleri, burs programları — Ankara’nın global kamu diplomasisinde görünürlüğünü artırıyor.
“Yeni Diplomasi Paradigması”

Tesam Strateji Dergisi
Türkiye’nin dış politikasındaki yön değişimi aslında bir kimlik arayışı değil, denge stratejisinin kurumsallaşmasıdır.
Bu stratejinin temelinde şu ilkeler öne çıkıyor:
- Bağımsız karar alma kapasitesi: Ankara, artık küresel güçlerin onayına bağlı hareket etmek istemiyor.
- Çok kutuplu dünya düzenine uyum: Türkiye hem NATO içinde kalıyor hem de BRICS+, Şanghay İşbirliği gibi alternatif platformları izliyor.
- İnsani diplomasi: Kriz bölgelerinde sadece askerî değil, insani ve diplomatik varlık gösteriyor.
- Ekonomik merkezlilik: Dış politika, artık enerji, teknoloji ve ticaret ekseninde şekilleniyor.
Türkiye’nin yeni stratejisi, Batı ile köprüleri atmadan, Doğu ile daha eşit bir ilişki kurma hedefi üzerine inşa edilmiş durumda.
Ancak bu denge politikası, hem fırsatlar hem de riskler içeriyor: esneklik gücü kazandırsa da, çoklu kriz dönemlerinde yön kaybı yaratma ihtimali de mevcut.
Türkiye, artık klasik “Batı eksenli” bir ülke değil; çok yönlü, çok katmanlı ve kendi çıkar eksenini tanımlayan bölgesel bir güç konumunda.
Yeni diplomasi stratejisi, yalnızca dış politikayı değil, ülkenin küresel imajını da dönüştürüyor. Ankara’nın önündeki en büyük sınav ise bu dengeyi korurken istikrar, tutarlılık ve güvenilirlik çizgisini sürdürmek olacak.
Kaynaklar:
- T.C. Dışişleri Bakanlığı Resmî Açıklamaları (2021–2025 dönemi)
- Anadolu Ajansı (AA) – “Türkiye’nin çok yönlü dış politikası üzerine analizler”
- TRT World Research Centre – “Turkey’s Strategic Balancing in Foreign Policy” (2024)
- Euronews Türkçe – “Ankara’nın normalleşme süreci ve Ortadoğu diplomasisi”
- Reuters & Al Jazeera – “Turkey’s new diplomacy approach in the Middle East”
- European Council on Foreign Relations (ECFR) Raporu – Turkey as a Critical Partner for Europe (2023)
- Brookings Institution – The Evolution of Turkey’s Foreign Policy in a Multipolar World (2024)
Yorumlar (0)
Yorum Yap
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!