Netanyahu’nun İran planı: Yeni bir çatışma eşiği mi?

İsrail yönetiminden gelen son açıklamalar, İran’la ilgili stratejik hesapların yeniden masaya yatırıldığını gösteriyor. Netanyahu–Trump görüşmesinin bölgeye olası etkileri tartışılıyor.

Netanyahu’nun İran planı: Yeni bir çatışma eşiği mi?

İsrail’in İran Hamlesi: Yeni Bir Stratejik Dönem mi Başlıyor?

Orta Doğu’da sular durulmuyor. İsrail kanadından gelen son üst düzey açıklamalar, bölgedeki askeri hareketliliğin yalnızca bir mola verdiğini, asıl büyük hesaplaşmanın eşiğinde olunduğunu gösteriyor. Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in "uzak cepheler" vurgusu, Tel Aviv’in stratejik önceliklerini yeniden tanımladığını kanıtlıyor.

Bu açıklamalar, İsrail’in bir sonraki hamlesinin yalnızca askeri değil, siyasi sonuçları da olacağına işaret ediyor.

Bu hamle, sadece bölgesel bir çatışmanın devamı değil, küresel enerji ve güvenlik koridorlarını doğrudan etkileyecek bir sürecin fitilini ateşleme potansiyeli taşıyor. Ateşkesin gölgesinde hazırlanan yeni planlar, diplomatik masaların yerini tekrar askeri operasyonlara bırakabileceğine dair en güçlü sinyal olarak değerlendiriliyor.

Buraya Nasıl Gelindi?

2024 ve 2025 yılları, İsrail ve İran arasındaki "gölge savaşının" yerini doğrudan ve şiddetli çatışmalara bıraktığı bir dönem oldu. Özellikle Haziran 2025'te İran'ın nükleer tesislerine ve askeri komuta kademesine düzenlenen geniş çaplı operasyonlar, bölgedeki askeri dengeleri kökten sarsmıştı.

ABD'nin de dahil olduğu bu operasyonlar sonrası Donald Trump’ın girişimiyle sağlanan ateşkes, bugünkü sert açıklamalarla birlikte ciddi bir sınav veriyor. Son yılların en uzun soluklu çatışma süreci olarak nitelendirilen bu süreç, artık taraflar için bir "beka" mücadelesine dönüşmüş durumda. Geçmişteki saldırıların hedef listesi ve ulaşılan sonuçlar, bugünkü tehditlerin alt metnini oluşturuyor.

Bu Neyi Gösteriyor?

Bu yeni gerilim dalgası, bölgedeki geleneksel caydırıcılık anlayışının artık iflas ettiğini gösteriyor. İsrail’in İran’ın doğrudan kalbine, yani nükleer kapasitesine ve üst düzey savunma mekanizmalarına odaklanması, çatışmanın artık vekalet savaşlarından tamamen çıktığını kanıtlıyor.

Bu tablo, İsrail-İran hattındaki gerilimin artık yönetilen değil, yeniden şekillendirilen bir kriz olduğunu gösteriyor. İsrail, ABD’deki liderlik değişimini bir fırsat penceresi olarak görerek, İran’ın bölgesel nüfuzunu kalıcı olarak kırmayı hedefliyor. Bu durum, Orta Doğu’daki tüm ittifak zincirlerini koparma ve yeni ortaklıklar kurma potansiyeline sahip bir stratejik kırılma noktasıdır.

Kim Ne Diyor?

İsrail ordusu neyi hedefliyor?

 Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, İran’ın İsrail’i yıkma planlarının merkezinde olduğunu belirterek, ordunun "gereken her yerde, yakın ve uzak cephelerde" vurma yeteneğine sahip olduğunu vurguluyor. Bu açıklama, askeri hazırlığın en üst seviyede tutulduğunun resmi beyanı olarak görülüyor.

Netanyahu ve Trump görüşmesi neleri kapsıyor? 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, gelecek hafta ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı kritik görüşmede, İran’a yönelik yeni ve çok daha kapsamlı bir saldırı planını masaya getirmesi bekleniyor. 

Beyaz Saray’ın bu plana vereceği destek, operasyonun çapını belirleyecek ana unsur olacak.

Süreç Neye Evrilecek?

Bundan sonraki süreçte, Netanyahu’nun sunacağı planın Washington’da kabul görmesi, ateşkesin resmen sona ermesi ve bölgenin çok daha geniş bir coğrafyada sıcak çatışmaya girmesi ihtimalini doğuruyor.

 Bu durumun hukuki ve politik yansımaları, uluslararası mekanizmaların yetersizliğini bir kez daha gündeme getirebilir.

Özellikle İran'ın olası bir "hayatta kalma" refleksiyle vereceği yanıtlar, küresel piyasalarda ve diplomatik dengelerde öngörülemez bir türbülans yaratabilir. Sürecin nasıl bir yöne evrileceği, sadece askeri kapasitelerle değil, iki lider arasındaki gizli ajandaların ne ölçüde örtüşeceğiyle netleşecek.

Kaynak: Rudaw

Yorumlar (0)

Yorum Yap

0/1000 karakter

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!