Saadet Partisi lideri Mahmut Arıkan, partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada, Gazze için sunulan “barış planı”nın aslında bir işgal süreci olduğunu savundu. Arıkan, hem dış politikayı hem de Türkiye’nin ekonomik gidişatını hedef aldı.
Arıkan: “Bu plan barış değil, Filistin’i işgal planıdır”
Saadet Partisi lideri Mahmut Arıkan, basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Arıkan, Gazze için sunulan yeni “barış planı”na ilişkin,
“Bu bir barış planı değil, Gazze’yi ve Filistin’i bütünüyle işgal planıdır.”
ifadelerini kullandı.
Arıkan, İsrail’in saldırılarını “uluslararası hukuku hiçe sayan bir işgal politikası” olarak nitelendirdi ve Türkiye’nin bu süreçte sessiz kalmaması gerektiğini vurguladı.

ABD ve İsrail’e sert çıkış – “İncirlik ve limanlar kapatılmalı”
Lider Arıkan, Türkiye’nin İsrail’e yönelik daha kararlı adımlar atması gerektiğini belirterek şu çağrılarda bulundu:
“Amerika’nın planından Müslümana hayır gelmez. İncirlik’i kapatın, petrol vanasını kapatın, limanları kapatın!”
Bu açıklamalar, parti tabanında geniş yankı bulurken, analistler Arıkan’ın çıkışını “muhalefet içindeki yeni dış politika sesi” olarak yorumladı.
Ekonomiye göndermeli eleştiri – “Bir telefon, iki tır patates ediyor”
Arıkan, konuşmasının bir bölümünde Türkiye’deki ekonomik tabloya da değindi.
“Bir telefon, iki tır patates ediyor.”
diyen Arıkan, artan hayat pahalılığına dikkat çekti.
Bu cümle, sosyal medyada geniş yankı buldu; bazı kullanıcılar ifadeyi “halkın diliyle gerçek ekonomik eleştiri” olarak yorumladı.
Saadet’in yeni stratejisi mi?
Siyaset uzmanlarına göre, Arıkan’ın bu açıklamaları Saadet Partisi’nin yeniden sahada görünür olma stratejisinin bir parçası. Filistin meselesi üzerinden güçlü bir duruş sergileyen parti, özellikle muhafazakâr tabanda yeniden etki alanı kazanmayı hedefliyor.
Ancak bu stratejinin riskleri de yok değil. Sert söylemler, partiyi merkez siyaset çizgisinden uzaklaştırma tehlikesi taşıyor.
Söylem mi, strateji mi?
Arıkan’ın açıklamaları sadece bir politik tepki değil; Saadet’in yeniden ideolojik merkezini hatırlatma çabası olarak da okunabilir.
“İşgal planı” vurgusu, geçmiş Milli Görüş reflekslerine atıf yaparken, ekonomik örnekler iç politikaya dokunan yeni bir ton oluşturuyor.
Ancak bu kadar sert söylemin sürdürülebilirliği tartışmalı. Arıkan’ın çağrıları, hükümete doğrudan meydan okuma niteliği taşıyor. Bu da Saadet Partisi’ni önümüzdeki dönemde hem eleştirilerin hem de desteklerin odağına yerleştirebilir.
Arıkan’ın çıkışı, yalnızca Filistin meselesine dair bir tepki değil; aynı zamanda Türkiye’de “milli duruş” tanımının kim tarafından yapılacağına dair bir rekabetin de işareti.
Ve bu rekabette artık her söz, sadece dış politikayı değil, iç siyasetin nabzını da belirliyor.
Kaynaklar:
- İhlas Haber Ajansı (İHA)
- MaxHaber editöryal değerlendirmesi
Yorumlar (0)
Yorum Yap
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!