ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Gazze savaşının İsrail’in uluslararası arenadaki konumuna ciddi zarar verdiğini kabul etti. 

Rubio, Washington’un müttefikini savunma çabalarına rağmen İsrail’in diplomatik olarak giderek daha fazla yalnızlaştığını söyledi.

A.A

Birleşmiş Milletler’de (BM) artan diplomatik baskılara dikkat çeken ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Pazar günü CBS News kanalında katıldığı Face The Nation programında Gazze savaşının İsrail’in küresel desteğini aşındırdığını ifade etti.

Rubio, “İster haklı bulunsun ister bulunmasın, bu savaşın İsrail’in dünya genelindeki itibarına etkisini görmezden gelemezsiniz,” dedi.

ABD’nin diplomatik koruma çabalarına rağmen, son haftalarda birçok ülkenin Gazze’deki askeri operasyonlara yönelik eleştirilerini sertleştirdiği ve BM platformlarında İsrail karşıtı karar tasarılarının destek bulduğu belirtiliyor.

Washington yönetimi ise İsrail’in güvenlik hakkını savunmaya devam ederken, sivillerin korunması ve ateşkes çağrıları konusunda uluslararası toplumla denge kurmaya çalışıyor.

A.A

İsrail’in Diplomatik Yalnızlığını ve ABD’nin Tutumunu Değerlendiriyoruz

Marco Rubio’nun açıklaması, Washington’un İsrail’e koşulsuz desteği konusundaki söyleminde ilk defa dikkat çekici bir ton değişimine işaret ediyor. ABD yönetimi son bir yıldır Gazze’deki savaş nedeniyle artan uluslararası tepkileri dengelemeye çalışıyor; ancak Rubio’nun “görmezden gelinemeyecek etki” vurgusu, bu çabanın giderek zorlaştığını gösteriyor.

BM’deki son oturumlarda Latin Amerika, Afrika ve Asya ülkelerinin büyük kısmı İsrail aleyhine daha sert pozisyonlar alırken, Avrupa içindeki görüş ayrılıkları da derinleşiyor. Bu durum, Gazze savaşının sadece bir bölgesel çatışma değil, küresel diplomatik hizalanmaları yeniden şekillendiren bir kırılma noktası haline geldiğini ortaya koyuyor.

Rubio’nun sözleri, ABD içinde de İsrail politikalarına yönelik artan tartışmanın yansıması olarak okunabilir. Washington’un önümüzdeki dönemde hem İsrail’e desteğini sürdürüp hem de uluslararası arenada itibar kaybını sınırlamaya çalışacağı; bu ikili stratejinin ise ABD dış politikasında daha fazla çelişki yaratma potansiyeli taşıdığı değerlendiriliyor.

Kaynak: Reuters