Uluslararası Bilim İnsanları Uyardı: "Domino Etkisi" İstanbul Kapısında
Dünyanın saygın bilim dergilerinden Science'ta yayımlanan uluslararası bir araştırma, Avrupa'daki en yüksek deprem riskinin Marmara Bölgesi'nde olduğunu teyit etti ve İstanbul'u bekleyen büyük tehlikenin mekaniğini gözler önüne serdi.
Araştırmaya göre, Marmara Denizi'ndeki depremler son 15 yılda sistematik olarak batıdan doğuya, yani İstanbul'un hemen kapısına doğru ilerliyor.
Almanya'daki GFZ Helmholtz Yerbilimleri Merkezi liderliğinde yürütülen çalışma, Marmara'daki sismik aktivitenin bir zincirleme reaksiyon (domino etkisi) gibi çalıştığını gösteriyor.
2011-2012'de batı ve orta kesimlerde başlayan hareketlilik, Eylül 2019'daki 5,8 büyüklüğündeki Silivri depremi ile devam etti.
Nisan 2025'teki 6,2 büyüklüğündeki son deprem ise 2019 depreminin hemen doğusunda, İstanbul'a daha yakın bir noktada gerçekleşti.
Fay Hattı Rahatlamadı, Aksine Gerildi: Kayma Gerilimi Yüksek
Genellikle bir deprem sonrasında fay hattındaki gerilimin (stresin) azalarak rahatlaması beklenirken, Marmara'da durum tam tersi çıktı.
Analizler, 2025'teki 6,2'lik depremin fayı rahatlatmadığını, aksine fay hattındaki kayma geriliminin (shear stress) hala çok yüksek olduğunu gösteriyor.
Kayma Gerilimi Nedir?
Anadolu Fayı (KAF), doğrultu atımlı bir faydır. Bu, iki kara parçasının birbirine sürtünerek yan yana geçmeye çalıştığı anlamına gelir.
Bu sürtünme sırasında oluşan devasa kuvvet nedeniyle kayalar kilitlenir ve yerkabuğu hareket etmeye devam ettikçe bu kilitli bölgeler üzerinde büyük bir baskı, yani kayma gerilimi oluşur.
Bilim insanları, batıdaki hareketli fay kısımlarının, İstanbul'un hemen güneyindeki "kilitli" (hareketsiz ve enerji biriktiren) doğu kısımlarını ittiğini ve buradaki baskıyı artırdığını belirtiyor.
En Kritik Bölge: Sismik Boşluk ve Adalar Fayı
Araştırma, şu an için en yüksek risk taşıyan kritik bölgeyi işaret etti:
Sismik Boşluk: Nisan 2025 depreminin bittiği yer ile İstanbul Adalar fayı arasında, Avcılar açıklarında yaklaşık 15-20 kilometrelik "sessiz" bir bölüm (sismik boşluk) kaldı. Bu küçük bölüm, bir sonraki 6,0 ve üzeri büyüklükteki depremin adayı olabilir.
Adalar Segmenti Tehlikesi: Bu sessiz segmentteki olası bir kırılma veya stres transferi, hemen doğusundaki tamamen kilitli durumda olan ve çok büyük bir enerji biriktiren Prens Adaları (Adalar) segmentini tetikleyebilir. (H3 Başlık - Otomatik Boyutlandırma)
Yırtılma Yönü İstanbul'u Nasıl Etkileyecek?
Çalışmanın teknik detayları, hem 2019 hem de 2025 depremlerinin yırtılma yönünün doğuya doğru olduğunu kanıtladı. Bu teknik detay, İstanbul için şu anlama geliyor: Fay doğuya doğru kırıldığında, sismik dalgalar ve yer sarsıntısı enerjisi bir mercek gibi İstanbul'a doğru odaklanıyor.
Bu durum, gelecekteki olası bir depremde şehrin, depremin büyüklüğünden beklenenden daha şiddetli sarsılabileceği riskini taşıyor.
Max Analiz
Tarihsel Enerji Açığı ve İzlemenin Önemi
Marmara Denizi, 1766'dan beri biriken büyük bir sismik enerji açığına sahiptir. Bilim insanlarına göre, Nisan 2025'teki deprem, 1766'dan beri biriken enerjinin sadece çok küçük bir kısmını (yaklaşık 20 cm'lik bir hareketi) serbest bırakmıştır. Oysa birikmiş olan kayma açığı yaklaşık 6 metredir.
Doğudan gelen zincirleme reaksiyon etkisi ve yırtılma yönünün İstanbul'a odaklanması, Marmara'daki 7 ve üzeri büyüklükteki deprem olasılığını artırmış durumda.
Daha önceki çalışmalar, İstanbul yakınlarında 30 yıl içinde 7,3 büyüklüğünde bir depremin meydana gelme olasılığını %35 ila %47 olarak hesaplamıştı.
Cornell Üniversitesi'nden deprem bilimci Judith Hubbard, İstanbul yakınlarındaki çok büyük bir depremin, yakın tarihin en ağır insani felaketlerinden birine yol açabileceği uyarısında bulunmuştur.
Uzmanlar, sismik riskin arttığı bu dönemde, fay hattının anlık durumunu tespit etmek için deniz tabanına yeni sensörler yerleştirilerek saniye saniye izlemenin hayati önem taşıdığını vurgulamaktadır.
Kaynak: Rudaw
Yorumlar (0)
Yorum Yap
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!