Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 8 Eylül 2025’te yaptığı açıklamada, TBMM’de kurulan 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu' üyelerinin İmralı’ya gönderileceği iddialarına sert tepki göstermişti.

 Erbakan, milletvekillerinin İmralı’nın ayağına gitmesini kabul edilemez bulduğunu ve böyle bir durumda komisyondan çekilmeyi gündeme alacaklarını ifade etmişti.

Söz konusu komisyon, iktidarın inisiyatifiyle Türkiye’de kardeşlik, toplumsal barış ve demokratik çözüm yollarını araştırmak amacıyla kurulmuştu.

 Komisyonda AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti ve Yeniden Refah Partisi temsilcileri yer almıştı. 

Bu bağlamda, Erbakan’ın açıklaması hem komisyonun ruhuna hem de terör sorununa yönelik çözüm arayışlarına karşı bir çıkış olarak değerlendirilmişti.

Siyasi gözlemcilere göre Erbakan’ın çıkışı, çözüm önerisi geliştirmekten ziyade, partisinin muhalefet refleksini ön plana çıkarma çabasının bir göstergesi olarak yorumlanmıştı. 

İktidarın ve diğer siyasi aktörlerin terör meselesinde çözüm arayışına girdiği bir dönemde, bu açıklamanın daha çok politik duruşu sağlamlaştırmaya dönük olduğu ifade edilmişti.

 Erbakan’ın 2025’teki bu çıkışı siyasette sadece itiraz eden değil aynı zamanda çözüm üreten bir muhalefet anlayışının önemini bir kez daha gündeme getirmişti. 

Türkiye’nin en yakıcı meselelerinden biri olan terör sorunu, sert söylemlerden çok kapsamlı ve kalıcı politikalarla çözülebilecek bir gerçek olarak ortada duruyor. 

Bu nedenle siyasi liderlerin, günübirlik tepkilerden ziyade somut yol haritalarıyla topluma güven vermesi, demokratik olgunluğun en temel gerekliliği olarak gösterilmektedir.