Özel'den Casusluk Soruşturmasına Hukuk Yerine Siyaset: “Kötülüğün Sınırlarını Zorluyorlar”

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Necati Özkan hakkındaki "casusluk" suçlamasıyla başlattığı soruşturma, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in sert ve retorik ağırlıklı açıklamalarıyla siyasi bir kriz atmosferine taşındı.

 Özel'in ifadeleri, hukuki bir savunma sunmaktan çok, suçlamayı yapan makamı ahlaki ve siyasi olarak itibarsızlaştırmayı amaçlayan bir karşı saldırı niteliği taşıyor.

Odak Noktası: Yargının Siyasallaşması İddiası

Özgür Özel'in açıklamaları, soruşturmanın esasına değil, arkasındaki siyasi güdülere odaklandı. Özel, partisinin lider kadrosuna ve İstanbul'un seçilmiş belediye başkanına yöneltilen suçlamaya karşı doğrudan iktidarı hedef alan ağır bir dil kullandı.

Hukuki Kanıt Yerine Siyasi Mukayese

Uzmanlar, Özel'in bu çıkışını, casusluk gibi çok ağır bir suçlama karşısında, hukuki süreci beklemek yerine anında siyasi hamle yapma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriyor.

Siyasi kriz anlarında kullanılan bu söylem, hukuki süreçte delil sunma zorunluluğu taşımazken, suçlamanın kamuoyu nezdindeki güvenilirliğini sarsmayı hedefler. Siyaset bilimine göre bu, muhalefetin siyasi olarak zayıflamış hissettiği anlarda, hukuki hamlelere karşı başvurduğu bir "siyaseten meşruiyet sorgulama" taktiğidir.

İmamoğlu'ndan da Benzer Dil

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da "Ben mi casusum? Benden mi casus çıkaracaksınız? Hadi oradan!" şeklindeki sert retoriği, casusluk suçlamasını absürtleştirerek, hukuki değil, ahlaki bir zemin üzerinden reddetme çabasının altını çizmektedir.

Soruşturmanın Geleceği

Soruşturmanın hukuki boyutu devam ederken (Merdan Yanardağ'ın gözaltı süresinin uzatılması ve TELE1'e kayyım atanması bu sürecin ciddiyetini gösteriyor), CHP'nin bu siyasi karşı saldırısı, önümüzdeki günlerde soruşturmanın hukuki detaylarından çok, siyasi gerilimi artırması beklenen temel faktör olarak öne çıkmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi